20.04.2024
Yapı Denetim Derneği
Duyurular

İrfan YAY -İnş. Müh.

Yapi Denetim Derneği 05.01.2019 - Kentsel Dönüşüm

ÜLKEMİZDE YAŞANAN

KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜREÇLERİ

 

Tarım Toplumundan Sanayi Toplumuna geçen tüm ülkelerde 19. YY sonları ve 20.YY başlarında görülen köyden kente göç dalgası yaklaşık bir asırlık bir gecikme ile ülkemizde de özellikle 1960´lı yıllardan başlayarak hızlı bir şekilde yaklaşık 30 yıl yaşanmıştır. Bu denli hızlı kentleşmeye hiç de hazır olmayan kentlerimiz tabir yerindeyse nakavt oldu, zaten yetersiz olan tüm altyapı iflas etti. Yapılaşmak için imarlı alan bulamayan yeni şehir sakinleri, kamuya ait bir çok alanı yağmalamakla kalmayıp özel mülkleri dahi işgal etti. şehir kurmadık aslında, şehirlere köyleri inşa ettik. Kendi kültürümüze özgü, kondu tabir edilen evleri akşamdan sabaha dikiverdik. Bütün bunların olmasına yerel yönetimlerin oy kaygısıyla göz yumduklarını da açıkça söyleyebiliriz. Çünkü konduların önemli bir bölümünün yerel veya genel seçimlere günler kala yapıldığını milletçe gördük ve yaşadık.

 

            İmarlı ve planlı alanlarda da durum çok farklı olmadı. Ülkemizde o gün geçerli olan teknik şartnamelerin yetersizliği veya hiç olmayışı, yasal düzenlemelerin ise günün şartlarını karşılamaktan uzak oluşu, caydırıcı ceza ve müeyyidelerin olmayışı, projeli, ruhsatlı ve çoğu iskanlı ama kondudan farksız olan çok sayıda bina yapılmasına neden oldu. Depreme dayanıklı binaları yüksek maliyetli, pahalı binalar zannederek yapmadık, zaten yetersiz miktar ve kalitedeki bina güvenliğini artırıcı malzemeler olan demir ve çimentonun bir kısmını da çalarak, tasarruf ettiğimizi sanarak adeta kafamızı kuma gömerek gerçeği görmezden geldik.

 

            Kondularla ilgili olarak sunulan ilk çözüm, 1983 yılında çıkartılan ve halk arasında "Gecekondu Af Yasası" olarak anılan yasal düzenlemedir. Asıl amacı kondu yapımını önlemek olan söz konusu yasa, kısa sürede amacından saparak kamu arazilerine kondu yapanlara ödül şekline dönüştü ve tamamına "Tapu Tahsis Belgeleri" dağıtıldı. Bu durum konduların yıkım olasılığının ortadan kalkmasına ve şehirlerin göbeğinde bulunan yapılaşmaya uygun alanların uzun yıllar çözümsüz kalmasına sebebiyet verdi. Öte yandan hızla artan konut ihtiyacını karşılamak için  şehir dışında bulunan çok kıymetli tarım alanları imara açılarak, verimli tarım toprakları da sonsuza dek kaybedildi. Dünyada eşi ve benzeri görülmemiş bir çevre felaketine imza atıldı.

 

            1990´lı yıllarda; tüm yanlışlardan çıkarılan dersler ve artan kamuoyu baskıları, milli gelirimizdeki artış, geç de olsa çıkarılan standart ve şartnameler, gelişen yerli sanayi vb. sebeplerle düzelme sürecine tam girilmişken, Körfez Depremi´nin gerçekleşmesiyle ağır bir fatura ve acı bir gerçekle yüzleşerek "Ruhsatlı Kondu"larla tanıştık. İkinci Körfez Depremi´nin de gerçekleşmesiyle, artık insanları öldüren şeyin deprem değil, kötü yapılmış binalar olduğunu fark ettik. 2000´li yıllara girdiğimizde; kaybettiğimiz onbinlerce insan ve yıkılan binlerce binadan çok acı tecrübeler edinmiş, daha deneyimli bir ülkeydik. Planlama ve imar süreçlerini ekonomik kaygılarla çok değiştirilmese de deprem güvenliği konusunda önce 2000 yılında, 595 sayılı "Yapı Denetim" kararnamesini, iptal edilişinin hemen ardından da 2001 yılında 4708 sayılı "Yapı Denetim" yasasını çıkartarak önemli bir süreç başlatıldı. Depreme karşı dayanıksız  binalara karşı toptan bir savaş açılarak çok önemli bir adım atıldı. Beklentilerin gerisinde kaldığı için en çok destek vermesi gereken TMMOB üyeleri olan bizlerin de sert eleştirilerine maruz kalan bu yasa, eksiklerine ve aksamalarına rağmen önemli bir eksiği doldurmuş ve doldurmaktadır. Yaklaşık 10 yıllık süreyle 17 pilot ilde aşamalı olarak denenmiş olmasına rağmen Yapı Denetim Yasasının ülkenin tamamında uygulanır hale gelmeyişinin ardında ise bir sürü soru işareti bulunmaktadır ve nihayet 2010 yılında tüm ülkede geçerli hale getirilmiştir.

 

            Aradan geçen zamanda bazı cılız sesler çıksa da; dayanıksız ve kalitesiz binaların yenilenmesi hususunda önemli bir yasal gelişme olmadı. 2012 yılında  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta deprem olmak üzere afetlere karşı, 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Yasası” kısaca ‘’Kentsel Dönüşüm’’ yasasını çıkardı. Yasanın hayata geçmesiyle birlikte Kentsel Dönüşüm adeta bir seferberlik haline geldi. Afet riski altındaki yapıların dönüştürülmesinde öncelikli hedef, can ve mal kayıplarını önlemek olarak belirlendi. Kentsel dönüşüm aynı zamanda; hayat kalitesi artırılmış, enerji tasarrufuna uygun tasarlanmış ve inşaa edilmiş, çevreye duyarlı yerleşim alanları ve yarının marka şehirlerini oluşturma çabasıdır.

Kentsel dönüşümün İstanbul dışındaki kentlerce kısa sürede anlaşılamamış olması ise oldukça düşündürücüdür. Türkiye nüfusunun %15´i olarak ifade edebileceğimiz bir şehir olan İstanbul; yazılan "Riskli Bina Tespit Rapor" sayısı göz önüne alınarak bakıldığında %70´e varan bir orana tek başına sahip görünmektedir. İlerleyen günlerdeki gelişmeleri ise hep beraber izleyeceğiz.

 

            Kısaca "Kentsel Dönüşüm" yasası olarak adlandırdığımız 6306 sayılı yasa; gecekondularda dahil olmak üzere, her türlü çürük yapıyı kapsama alanına almıştır. Riskli alanları değerlendirme ve plan değişikliği yapma yetkisini; Bakanlık, TOKİ  ve ilgili Belediye Başkanlıklarına veren yasa, "Riskli Yapı" değerlendirme yetkisini ise yukarıda anılan kurum ve kuruluşların yanında lisanslı şirketlere vermiştir.  6306 sayılı yasa kapsamınca yetkilendirilmiş kuruluşlarca raporlandıktan sonra yıkım işlemi yapılan riskli yapıların, başta yapı sahipleri olmak üzere, yenilemeyi yapacak müteahhitler ve kiracılar çok sayıda hibe destek ve harç muafiyetleri başta olmak üzere çeşitli kira yardımı ve faiz destekli kredi ile ödüllendirilmektedir.

 

            Okuyucularımız 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası ve Uygulama Yönetmeliği hakkında ayrıntılı bilgileri; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğünün resmi internet adresinden, özlü bilgileri ise lisanslı kuruluşlardan veya yazı ekinde bulunan şahsıma ait mail adresime yöneltilecek sorularla ve ekli Gsm hattıma açılacak telefondan öğrenebilirler.

 

            Ülkemize faydalı olacağına gönülden inandığım ve "Ülkemizin Geleceği" olarak gördüğüm 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası, gün geçtikçe vatandaşlarımız tarafından hak ettiği ilgiyi görmeye başlamıştır.  Bu bağlamda  az da olsa katkım olacağı düşüncesiyle kaleme aldığım bu yazıyı okuma nezaketi gösteren tüm okuyuculara teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım. 05.05.2014

 

İrfan YAY

İnş.Y.Müh.

irfanyay@hotmail.com

Gsm: 0532 292 84 17

Diğer Yazarlarımız

Hürana GÜNGÖR

Dilay Gürsoy

Nazmi Şahin

Murat Fidan - İnşaat Mühendisi

Prof.Dr. Feride Bahar IŞIN

Hürana Güngör

Fennur GÜÇLÜ - Avukat

Songül DURSUN

Murat ÖZER - İnş. Müh.

Prof. Dr.Haluk Eyidoğan

Prof. Dr.Haluk Eyidoğan

Fennur GÜÇLÜ - Avukat

Murat FİDAN - İnşaat Mühendisi YDDMD Ankara Şube Başkanı

Prof.Dr. Feride Bahar IŞIN - BaşkentÜnii İİBF İşletme Öğretim Üyesi

Songül DURSUN - İnş Müh

Murat ÖZER - İnş. Müh.

Mehmet TANRIKULU - İnş.Müh

Fennur GÜÇLÜ - Avukat