05.09.2019 - Depremler Değil Binalar Öldürür.
DEPREM HASARLARI SEBEPLERİ VE ÖNERİLER
Deprem kuşağında yer alan ülkemizde son yıllarda yaşadığımız, Mart 1992 Erzincan depremi, Ekim 1995 Dinar depremi, Temmuz 1998 Adana depremi, Ağustos 1999 Kocaeli depremi ve 2002 Afyon-Çay depremlerinde maddi ve manevi açıdan büyük kayıplarımız olmuştur. Bu kayıplarımız, bilgi eksiklikleri, yönetmelik kurallarına uyulmaması, yapım hataları ve yeterli denetim yapılmamasından kaynaklanmaktadır.
Yapılan hataları kısaca gözden geçirelim:
- Yapı Sisteminin Oluşturulmasında ve Uygulamada Detaylarda Yapılan Yanlışlar
Kolonlar yapıların asal taşıyıcı elemanlarıdır. Doğru projelendirilmiş ve doğru olarak uygulanmış bir binada, yatay rijitlik, sadece, uygun kesit boyutlarına ve donatıya sahip kolon elemanları ile sağlanabilir. Çoğu zaman mimari açıdan kolon kesit boyutlarının küçük tutulması gibi sebeplerle, kolonlar deprem sırasında yeterli enerji tüketebilme kapasitesine sahip olamamaktadır.
Ülkemizde sıkça rastlanan kolon yerleşim ve detaylandırma hataları sonucunda, sadece kolonlar ile deprem kuvvetlerinin neden olacağı yatay yer değiştirmelerin yeterince önlenemediği gözlemlenmektedir. Sonuç olarak, yatay yer değiştirmelerin elastik sınırları aşması durumunda yapının komple veya kısmen göçmesi olasılığı artmaktadır.
Yapıların, kolonu duvar içine saklamak kaygısıyla kesitleri küçük ve az donatı kullanılarak yapılması sonucu deprem sırasında yeterli dayanım göstermeleri beklenemez. Bu durumda yapılara yeterli oranda deprem perdesi yerleştirmek depremi hafif ya da orta hasarlı olarak atlatabilmelerini sağlamaktadır.
Deprem kuvvetine karşı dayanımı arttırmanın olmazsa olmazlarından biride etriye aralıklarının yönetmeliklere uygun atılmasıdır.
Remin:1’de görüldüğü üzere etriye aralıklarının
büyük tutulması sonucu ağır hasar oluşmuştur.
Resim:1
Resim: 2’de 1999 Gölcük depreminde Yalova da yerle bir olmuş binayı görmekteyiz. Bu yapıda maksimum donatı oranı aşılmış, kalitesiz beton ve neticesinde tüm birleşim yerleri patlayarak yapı yerle bir olmuş. Resim: 2a’da da aynı problemi görmekteyiz.
Resim: 2
Resim: 2a
İnşaat yapım aşamasında özellikle kolon kiriş birleşim bölgesinde donatı yerleşimi büyük önem taşımaktadır.
Resim:3
Bu binada kolon-kiriş birleşme yerlerinde vibratörsüz beton dökümü nedeniyle yeterli sıkışma yapılmamış ve bu noktalardaki donatı eksikliği, betonun yetersiz kalitede olması nedeniyle de ağır hasarlar meydana getirmiştir.
Depreme dayanıklı yapı tasarımı açısından uyulması gereken önemli bir kural da, deprem perdelerinin binada dönme yaratmayacak düzende olabildiğince simetrik yerleştirilmesidir.
- Zemin Koşulları ve Yer Seçmede Yapılan Yanlışlar
Zemin koşulları doğru olarak gözlemlenirse her türlü zemine uygun temeli olan yapı inşa edilebilir. Yapılaşma bölgesinde kötü zemin koşullarının varlığı inşaat maliyetini arttırmaktadır. Zemin kötü koşulları iyileştirilmeden yapı inşa etmek yanlıştır, bu durumda iyileştirme çalışmaları mali açıdan gayri ekonomik olacak ise, yapıyı başka yerde inşa etmek en doğru olanıdır.
Yapılan en yaygın hata, yeterli zemin iyileştirmesi
yapılmadan , her kötü zemine radye temel
uygulanmasıdır.
Resim:4
Resim: 4 ve 4a’da yer seçiminin önemini görmekteyiz. Deprem sırasında sıvılaşan zemin katmanları üstündeki ağırlık nedeniyle resimde görüldüğü gibi yollara doğru taşarak binaların altını boşaltmıştır. Sonuç olarak bu özelliklere sahip zemin üzerine inşa edilmiş olan binalar yalnızca batma ve yan yatma eğilimi göstermiştir.
Resim: 4a
Yaşanan depremleri belleklerimizden silmeden daha güvenli binalar yapmak zorundayız. Yapılarımızı inşa ederken denetleme hizmeti alacağımız Yapı Denetimleri titizlikle seçmeliyiz ve ülkemizde önemli bir rol oynadıklarını gündemimizden düşürmemeliyiz. Şunun altını çizerek söylüyorum, deprem yönetmeliğine uygun çözümlenmiş ve gerekli idarelerden onay almış bir projenin uygulanması, yüklenici firmalara ekstra bir maliyet getirmemektedir. Sorumluluklarımızı tekrar gözden geçirerek yapılan uygulamalarda doğruları göz ardı etmeden, hiç değilse bizden sonraki kuşaklara daha güvenli ve deprem kaygısı olmadan yaşama şansı sunmalıyız
‘’DEPREMLER DEĞİL, BİNALAR ÖLDÜRÜR’’